13 Mart 2012 Salı

TARİHİN GEOMETRİLERİ : 1

İnanılmaz gelebilir ama tarihe geometri uygulanabilir. İki örnek denenecek.

İzdüşüm geometrisi: Bir küp, çapraz köşegenlerinden bir düzleme izdüşürülürse, görüntü bir altıgen olur. Bir uçak, uçarken altındaki dağlardaki gölgesi buruşur ve büzülür ama uçağa hiçbirşey olmaz. Tarihte de böylesi boyut azaltımları, varlık ile görüngü arasında çelişkiler yaratabilir. (Bakınız: ‘Tarihte Ontos, Fenomen ve Epistem’ metni.) Boyut, parametre ile tanımlıdır; x,y ve z, hem denklemlerdeki değişkenler, hem de uzunluk, genişlik ve derinlik olarak tanımlanmıştır. Tarihte böylesi karşılıklı bağımsız değişkenler saptamak zordur. Sözcüklerin yine sözcüklerle açıklanması gibi, ‘uygarlık’, ‘savaş’ ve ‘kültür’ gibi tanımlar da, yine aynı tanımlarla tanımlanır ki bu tarihin topolojik geometride olduğunu gösterir (örnekse, uygarlık olsa olsa kültürün seçkin yanıdır).

Koch Adası: Bir eşkenar üçgen alın. Her kenarının orta üçte birine, birinci üçgenin üçte biri kenar uzunluklu, dolayısıyla dokuzda bir alanlı, yeni bir eşkenar üçgen yerleştirin. Bunu sonsuz kere yineleyin. Ortaya kar tanesi görünümlü bir biçim çıkacaktır. Bu nesnenin ilginç yanı, alanının sonlu ama çevre uzunluğunun sonsuz olmasıdır. İkilemsel görünebilir ama böyledir. Sonsuz sayıda öğeden oluşan ama parçalarının büyüklüğü sıfıra limitlenen dizilerin toplamı sonlu olabilir ama olmayabilir de (bakınız ‘bir bölü x’ dizisi). Tarihin herhangi bir yerzamanında da, kültürde fiilen sonsuz sayıda öğe, parametre veya değişken bulunabilir / tanımlanabilir ama denklemlerinin tümlevleri alındığında, panorama sonlu / sınırlı olacaktır. Tarihin matematikleri ve geometrileri bununla uğraşır. Şerh: Çok güçlü lazer ışınları, faz konjugasyonlu besleme ışını olarak holografi (üç boyutlu fotoğraf) yaratmakta kullanılır, ancak genelde tek renklidirler. Tarihçinin bakış açısı da, genelde tek renkli (burada varlık nedeni, vurgulanan ve önemsenen değişken anlamında mecaz kabul edilsin) kalır. Örneğin, benim bakış açımda, informatik ve kognisyon aşırı vurgulanır. Ortalama bireylerde ve toplumlarda bu işlevler binde birin altında nicelik taşır. Gelecekteki kültürel modun bilgi toplumu olacağı vurgulandığına göre, bu bakış açısı kendiliğinden geleceğe yönelik olacaktır. Geçmişi açımlamada ise tekdüzelik taşıyacaktır. Şimdiyi de önemsemeyecektir.

(6 Haziran 2002)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder