12 Mart 2012 Pazartesi

GRAFOLOJİ ÜZERİNE

Önaçılım: 1983 Ağustos’unda, Süleyman Demirel’in Kenan Evren’e ‘faşist diktatör’ diye hitap ettiği bir makaleyi üzerimde bulundurmaktan ve çoğaltmaktan dolayı, işkence gördüm, bir ay gözaltında kaldım ve 6 ay sonra da 2 ay süreyle yargılanıp tahmin edebileceğiniz çözüm yoluyla beraat ettim.

Makale nüshası, fotokopiydi ve üzerinde düzeltmeler yapan, aralarında 2 ünlü gazeteci yazarın da bulunduğu, 4 kişinin elyazıları vardı. Siyasi polis, tümünün benim elyazım olduğunu ileri sürdü ve rapor hazırladı. 14 saatlık dayak ve elektrik yemenin ardından elyazısının benim olduğunu itiraf ettim. Geçirdiğim psişik travma ertesinde, elyazısının uzun süre kendimin olduğunu sandım. Ancak, değilmiş.
Rapor mahkemeye geldi. Celselerin birinde elyazılarının başkalarına da ait olduğunu kanıtlayabileceğimi belirtince, ertesi celse rapor ortadan kalktı.

Giriş

Veri tabanı kaynak: Grafoloji : Hukuk ve Psikoloji Açısından İmza ve Elyazısı, Herbert Hertz, çevirenler: Selmin Evrim ve Ali Arman Okan, 126 sayfa, 1976.

İçindekiler:

Bölüm I Giriş
Bahis I Genel Bilgiler
Bahis II İncelem Metotları
Bahis III Grafolojinin Uygulanışı
Bölüm II Grafolojinin Uygulanışı
                Kişinin Ruhsal Bozuklukları
                Pediatri
Kriminoloji ve Adli Tıp
Patolojik Psikoloji
Mesleğe Yönelme
Günlük Hayattaki Tatbikatı

Gelişme

Kitap konuyu gerçekten abartıyor. Bir elyazısının ve/ya imzanın bırakın kime ait olduğunun kesinkes saptanmasını, ayrıca onu kullanarak o kişinin tüm psişik profilinin çıkarsanmasını ayrıntılarıyla anlatıyor. 19. Yüzyıl’da ‘frenoloji’ diye bir sahtebilim vardı. Kafatasının girinti ve çıkıntılarından o kişinin tüm psişik profilini çıkarabilmeyi önesürerdi. Bugün öyle bir bilgi alanı mevcut değil. Astroloji veya fal gibi konularda da bilimsellik önesürülür ama kimse mahkemede bunları kanıt diye kullanmaz.

Örnekler:

Alıntı: Baştaki büyük harflerin yokluğu, kendini gerçekleştirme gareksinimini ortaya koyar.
Yorum: Yazar Charles Bukowski, yalnızca öylesi kolayına geldiği için, birçok öyküsünde cümleleri büyük harfle başlatmaz. Bugün İngilizce’de de Türkçe’de de eserleri öyle basılı olarak mevcuttur.
Alıhntı: Mesafeli ve aralıklı yazmak, zihinsel açıklık ve düzen gösterir.
Yorum: İlkokul mezunu olup da yazmakta zorlanan çok kişinin iri ve aralıklı harfler kullandığını gördüm. Nedeni, okumayı kolaylaştırmak için. Zaten, çocuk kitapları da  o nedenle büyükler için olanlarınkilerden iki kat büyüktür.
Alıntı: ‘O’ların sola doğru açıklığı, açıkkalplilik ve anıların etkisi altında kalmayı gösterir.
Yorum: Peki ‘o’ harfi olmayan, ünlü harfsiz alfabeler için ne olacak?
(S: 56-57.)

Çıkış: Herhangi bir belgedeki imzanın ve elyazısının herhangi birine ait olduğunu kesinkes saptamak pratik olarak imkansızdır. Oysa, kitabın gösterdiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri bilirkişi addedilen insanlara dayanarak bu konuda karar vermektedir. Bu, hemen her altalanında olduğu üzere, burada da ülkemizde hukukun işlemediğini ortaya koymaktadır. Kendi yaşadığım örnek bir istisna değildir ve başkalarının da da başına benzeri durumlar geldiğini biliyorum. En basit bir gerçek vardır: Ad ve soyad açık olarak belirtilmemiş imzalar aslında geçersizdir ama tüm işlemlerin % 99’unda tersi olmasına karşın, kimse duruma itiraz etmez. Örnek istiyorsanız, herhangi bir gün herhangi bir banka şubesinde bir saat geçirin, göreceksiniz. Burada adlarını vermeksizin bu konunun bilirkişilerini kınıyorum.


(4 Şubat 2002)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder