12 Mart 2012 Pazartesi

BOLLUK YILLARI, KITLIK YILLARI


Özal’ın 1980’lerde getirdiği sanal / zahiri bolluk yılları bitti. Borca 500 milyar dolar harcadık. Şimdi 2000’li yıllarda ödeme zamanı…

Da herkes ağlak yapıyor. Sanki ithal araba alan ilkokul öğretmeni onlar değil, sanki 5 kredi kartına borçlanan kapıcı onlar değil…

Rivayet o ki Yusuf peygamber bolluk yıllarını, üretim fazlası tahılı ambarlarda saklayarak geçirmiş. Kıtlık yıllarında ise, dayanabildiği denli, elini sıkarak dayanmış.

Bizim alaturka peygamberler ne yapmış? Üretmeden tüketmiş. Saça döke harcamış. Beş yıldızlı otelde dolar yağmurunu naklen vermiş. Paris markalı ithal türban takmış. Har vurup harman savurmuş. Yumurta döte, pardon kapıya dayanınca da, ‘yusuf yusuf’ yapmış.

Valla, ne halt yersiniz bilemem, önümüzdeki 25 yıl boyunca çook kıtlık yılları olacak. Artık ne yaparsınız, siz karar verin… Özal’ın mezarını satmak serbest… Demirel’in müzesini pazarlamak serbest.

Baştan alalım. Kuramsal tabanda:

Dört işlem biliriz. Değil mi? Girdilerin çıktılardan az olduğunda, eksi toplam çıkacağını biliriz. Değil mi? Maaşın borçtan az olduğunu biliriz. Değil mi? Gayrısafi milli hasılanın toplam borçtan az olduğunu biliriz. Değil mi?

De, nasıl ödeyeceğini düşünmeden ne halt yemeye bu kadar harcarız?

Tamam, bize ‘harcayın’, dendi. ‘Değirmenin suyu kesilmez’, dendi. O dendi. Bu dendi. De, neden inandık? Yalan olduğunu bilmiyor muyduk? Bal gibi biliyorduk. İnandık, çünkü işimize öylesi geliyordu.

Bilmem, farkında mısınz? Yarışma programları, ‘150 milyarı kim ister?’den, ‘102 milyona kim geçinir?’e kaydı.

Olaylar, Banker Kastelli ile başladı. Adam, tam üç kere milleti söğüşledi. aradan yıllar geçince de, ‘benim kimseye borcum kalmadı’ dedi, sıyrıldı işin içinden. Sanırım, o hala tüccar…

Ardından, Banker Bako geldi. Kuş çok fazla ötünce, erken öten horoz misali katl edildi.

Kaç banka battı? Kaç banka batırıldı? Kaç milyar dolar, cukka edildi? İlk bankayı batıran kişi, ilk kadın başbakanımız değil miydi?

Kabaca bir hesap:

18 yılda bir milyon kişi birer milyon dolar, yani ceman bir trilyon dolar ishal etti.

Bu; tüm uyuşturucu israfından, tüm silah israfından, tüm batık bankalardan büyük bir meblağ… Yani ööle zalim iktidar seçkinleri, mazlum kitleyi şeyttirmedi. Tam tersine, içine ait olduğu kitleden omuz feykiyle sıyrılmış mutlu bir azınlık, mutsuz bir çoğunluğu şeyttirdi. Bu demek değil ki ezilenler / çoğunluk ezmek istemedi. Deliği tutturamadılar, o kadar…

Da bunun bilançosu ne ollacak?

Birazcık tarih biliyorsam, yeni bir Hitler denk getirmeye çabalayacaklar. Ne yazık ki büyük kötüler de, büyük iyiler gibi, o denli sık gökyüzünden zembille yeryüzüne inmiyorlar.

E tabii… Sonrası, yumuşak faşizmin orjisi, kim kimi yakalarsa… Bakınız, İhlas Holding’in yönetim kurulu başkanı, ABD vatandaşlığına sıyrılıverdi bile… Demirel’cim ve Bilgin’cimse, sıyırttıramadı…

(12 Haziran 2001)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder