12 Mart 2012 Pazartesi

ONTOSLAR, FENOMENLER ve EPİSTEMLER

Adamın biri, kenarları birbirine eşit, altı yüzü birbirine eşit birer kare olan bir küpü öyle oymuş ki ona ‘x’ ordinatından bakınca ‘B’, ‘y’ ordinatından bakınca ‘E’, ‘z’ ordinatindan bakınca ‘G’ harfi olarak görünüyormuş.

Bu harfler 1.500 yıldır, küp ise geometri açısından 3.000 yıldır biliniyor ama bunu tasarlamak ancak son 30 yılda birinin aklına gelmiş. Bunu geçiyorum.

Bu nesne (: ontos = varlık) hangisidir?: B mi, E mi, G mi? Biri ve/ya birkaçı mı? Hepsi ve/ya hiçbiri mi?

Yanıt, nesneyi bilmeksizin Hegel’den geliyor (onun yanıtı alıntıladığını mı, çalıntıladığını mı bilmiyoruz, çünkü ‘tez x anti-tez = sentez’ mantığındaki üçleme (: triyadizm) sanıldığı gibi Hegel’in değil, Kant’ındır). (Hem ‘hem, hem de’, hem ‘ne, ne de’) ve (ne ‘hem, hem de’, ne ‘ne, ne de’) ayırtsız olabilir, hatta özdeş bile olabilir. Yani: ‘Hem B, hem E, hem de G’ = ‘ne B, ne E, ne de G’. Yani: Küp, hem bunlardır, hem de değildir.

Argümantasyon, absürd bir dil oyunu değil. Felsefede üç temel kategori vardır: Ontoloji (: varlıkbilim), fenomenoloji (: görüngübilim), epistemoloji (: bilgibilim).

Varlıkbilim, tanrı gibi (öyle olduğu varsayılan) mutlak varlıklarla uğraşır, ikilemsel görünse de, metafizik de ontolojinin ilgi ve bilgi alanına girer.
Fenomenoloji, olaylar ve olgularla uğraşır. Bilimin deneyci ve gözlemci bölümü buna girer.
Bilgibilim, insanın neyi bile(bile)ceği ve neyi bilemeye(bile)ceği ile uğraşır. Agnostikler ve skeptikler, insanın bilme sığasını sınırlı-sonlu tanımlar. Kognitif psikoloji işin zihinbilimiyle uğraşır. İnformatik ve sibernetik işin toplumbilimiyle uğraşır.

Dönelim küpümüze: Küp, oyuk bir küp olan bir varlıktır. B, E ve G onun görüngüleridir. Bu metin de, durumun bilgibilimidir. Diğer alfabelerle (örneğin Arap Alfabesi ile) ve diğer düzgün çokyüzlü cisimlerle (örneğin dodekahedron ile) benzeri durumlar yaratılabilir mi sorusu, metaepistemolojinin alanına girer.

Burada vurgulanması gereken bir durum vardır: Agnostikler ve skeptikler, böyle cisimlerin tasarlanmasını yasaklamaya çabalarlar ki cahillikleri ve aptallıkları ortaya çıkmasın.

Konunun tarihe uygulanması bir sonraki metnin konusu olsun. (20 Şubat 2002)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder