12 Mart 2012 Pazartesi

BURJUVAZİNİN ÖLÜMCÜL AYIRTSIZLIKLARI

Ayırtsızlık Nedir ?

Ayırtsızlık, Aristo Mantığı'ndan devralınan özdeşliğin, Hegel felsefesinde yorumlanması sırasında ortaya çıkan özel bir durumudur. 19. Yüzyıl Avrupa'sında Birinci Sanayileşme'nin ortaları geçilmişken, bu kültürel modun sorunları da gözlenmeye ve tanımlanmaya başlamıştı. Bir önceki modun (: feodalizmin ve/ya aristokrasinin) kültürel öğeleri, yeni ortamda kimi başkalaşıma uğrarken, kimi çözülüyor ve yok oluyordu (: dekadans). Hegel, Kant'tan devralıp kullandığı 'triadik' 'tez-antitez-sentez' olgusunun istisnaları da olduğunu gözlemişti. Bu durumda, tez ve antitez parçalara ayrılıyor ve bu durumda tanımsal karşıtlıkları ayırtsız (: indifferable) oluyordu. Keza; 20. Yüzyıl'da 'yabancılaşma' olarak tanımlanan şeye Hegel, 'bilincin ayırtsızlığı' diyordu. Duruma psikiyatrik bir örnek de, 'katatonik şizofreni'dir. Hasta-özne, dış dünyaya kayıtsız / ayırtsız kalır. 20. Yüzyıl'ın sonlarına doğru 'kültürel şizofreni' de tanımlandığı için, şimdi ve burada ayırtsızlık, bireylerin olsun, altkültürlerin olsun, yeni oluşan dış koşulları bilinçli veya bilinçsiz ıskalaması sonucu, sanki o durum hiç yokmuş gibi davranmaları olarak tanımlanabilir. Medyanın kognitif / informatik zulmü (bilgisel vakumlaştırması ve yozlaştırması), bu durumu tüm dünya insanları için genel bir olgu kılmıştır. Bir de ABD kültürsüzlüğü insanları, yalnızca görüneni algılamak ve gerçekte olmakta olanı ayırsayamamak durumunda bırakmıştır.

 

Burjuvazi Nedir ?

Burjuvazi, Birinci Sanayileşme ile oluşmuş bir sınıftır. Feodal modun egemen sınıfı aristokrasinin yerini almıştır. 1750'lerden 1800'lere dek değişimlere açık bir kültürel anlayış taşırken, hem elindeki maddi birikimin artması, hem de 150 yıllık bir süre içinde Birinci Dünya toplumlarının neredeyse tamamının burjuvalaşması nedeniyle, 1900'lerden beri durağan bir yaşam ideolojisine sahiptir. Bir yandan olduğu gibi olmaktan ölesiye sıkılırken, öte yandan herkesin kendisi gibi olmak istediğini sanan bir kurtkapanı dogmatik açmaz içinde sıkışıp kalmıştır. O nedenle burjuvaji ayırtsızdır. Açlıkla tokluğu, görünenle olanı, yaşamla ölümü, savaşla barışı birbirinden ayırdedemez.

Ölümcül Olan Nedir ?

Ölümcül olan, değişimsizliğin ataletinin 2000'lerde tüm dünya nüfusunun neredeyse yarısını sarıp sarmalamış olmasıdır.  Bu kültürel eylemsizlik, bir yandan yarını ipotek etmekte, öte yandan devindirilebilmesi için büyük bir kıyım gerektirmektedir. Daha da ölümcül olanı, azınlıkta kalan ve durumu ayırsayanların ayırtsız kalması, tamama yakın bölümün ise, durumu ayırsayamamasıdır, Örneğin bu metni okuyanların tamamına yakını ne denmek istenildiğini kavrayamayacaktır. Yine de tarih hep akar. Olan 21. Yüzyıl'ın beyhudeliğine olacak.

ÖRNEKLEMELER


'Made in Usa' Ayırtsızlık
ABD'nin 20. Yüzyıl'da yarattığı  en tehlikeli ayırtsızlık, yumuşak ve sert (Alman Nazizmi gibi) faşizm ayırtsızlığıdır. Daha önceleri, yıkımın en tehlikeli olumsuzluk olduğu sanılıyordu. Oysa ortaya çıktı ki durağanlık yıkımdan daha kalıcı ve yıkıcıdır. Holywood filmi sanat sayıldığı, 'American way of life' ulaşılmaz bir ütopya sanıldığı, nüfusun % 20'sinin daima açlık sınırının altında olduğu bir yer fırsatlar ülkesi sayıldığı için,     eğrilerle doğrular birbirine karışmıştır. Bu konuda asıl yükümlü / sorumlu (reklamcılar dahil) medyadır.

Engizisyon - Faşizm Ayırtsızlığı
Tarihte genelde bir ardışıklık sözkonusudur. Devletlerin kuruluşu ve dağılışı, uygarlıkların yükselişi ve sönüşü peşpeşe olur. Buna karşıt bir istisna; 11. Yüzyıl Ön Asya'sındaki İslam Kültürü; diğer örnek ise, 20. Yüzyıl sonundaki engizisyon-faşizm kültürel faz konjügasyonudur. İslam'ın engizisyonu sert, Hristiyanlık'ınki yumuşak, Musevilik'inki ise orta karardadır. Faşizmlerin ise; hem yumuşak-sert, hem Birinci-Üçüncü Dünya faz konjügasyonu vardır. Buna bir de, henüz oluşmakta olan İkinci Sanayileşme'nin proto-kognitif-informatik faşizmi (aslında adı gelecekte değişik olarak konacaktır) eklenince, Dünya tarihinde belki de ilk kez gerçek bir kilitlenme (Orta Çağ'ın ötesinde bir durağanlık) olabilecektir.

TC Usülü Ayırtsızlık
Türkiye'de yıl 2002'de; kitle-iktidar seçkinleri, asker-sivil, sıradan-entellektüel, varsıl-yoksul, Birinci-Üçüncü Dünya, Kuzey-Güney, Batı / Avrupa - Doğu / Asya kategorileri ayırtsızlıkları vardır. Dünya ülkeleri içinde bu denli muğlaklaşabilen / bulanıklaşabilen / kaypaklaşabilen bir kültür daha yoktur. Şimdi ve burada tam bir kavram kargaşası gözlenmektedir. Bu da, Türkiye'yi informatik / kognitif faşizm alanında, tam bir deney kobayı çiftliğine çevirmektedir (ya da hiç bir şey bilmeyenlerin herhangi bir şeyin bilinemezliğini önesürmesine yol açmaktadır).

Çıkış
11 Eylül 2001’e dek hiçbir çıkış kapısı yoktu. Şimdi kocamaan bir tarihsel delik var. O yolu ancak gösterebilirim, yeni kültürel kategoriler oluşturmaya eren yolu okuyucu (eğer istiyorsa) kendi yürüyecek… (1999 / 1)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder